Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Aralık 2013 Pazartesi

DEHB OLAN ÇOCUKLARA ÖDEV YAPTIRMANIN ALTIN KURALLARI

  DEHB olan çocuklarımız, özdüzenleme becerilerinin yetersizliği nedeniyle ödev konusunda ciddi sıkıntılar yaşarlar. Bu durum birçok anne-baba için stres kaynağı oluşturur. Çocuk çoğu zaman eve ödevsiz gelir, ödevi getirirse de bir türlü ödevin başına oturamaz, otursa da bir türlü yapmaya başlayamaz, başlasa da kısa zamanda dikkati dağılır ve devam edemez, ödevi bitirse de çantasına koymayı unutur, çantasına koysa da ödevini öğretmenine teslim etmeyi unutur. Bu ve benzeri durumlar DEHB olan çocuğu olan neredeyse tüm anne-babalara tanıdık gelecektir.
 Ödev yapmadaki güçlükler nedeniyle, çoğu anne-baba, öğretmenlerin hiç ödev vermemesini isterler. Ödev, çoğu zaman gereksiz görülür. Ancak makul miktarlarda ödev,  son derece yararlıdır. Ödev, çocuklara çalışma becerileri kazandırır.  Okulda öğrenilenlerin tekrar edilmesini sağlayarak bilginin kalıcı hale gelmesinde rol oynar. Ayrıca ödev sayesinde aileler çocuğun eğitimine sürecine dahil olurlar ki bu da çocuğun okul başarısında önemli bir rol oynar.  Bu nedenle ödevi reddetmemeli ve çocuğumuzu ödev yapma konusunda  destekleyerek, ödevini yapmasını sağlamalıyız. Peki ama nasıl?
Araştırmalar ve FARKLI ÇOCUKLAR olarak bizim deneyimlerimiz, iyi planlanmış sistematik düzenlemelerin,  DEHB olan çocukların ödev problemleri ile baş etmede oldukça etkili olduğunu göstermektedir.  Siz de çocuğunuzun ödevleri için basit bir düzenleme yaparak, çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz. Aşağıda böyle bir düzen kurmanızda sizlere yardımcı olabilecek bazı ipuçlarına yer verdik. Araştırmalar bu tür bir düzenin kurulmasının DEHB olan çocukların ödev sorunlarını tamamen olmasa da yarı yarıya azalttığını göstermektedir. Ancak, böyle bir sistemin başarılı olabilmesi için kararlı, tutarlı ve disiplinli olmanız gerekmektedir. Herhangi bir nedenden dolayı böyle bir sistemi uygulamak sizin için güç ise sizin yerinize bunları yapabilecek bir özel ders öğretmeni ya da ödev ablası ayarlayabilirsiniz. Bu konuda deneyimli, bu tür çocuklarla daha önce çalışmış, bu çocukları tanıyan bir kişi bulabilirseniz, yükünüz oldukça hafifleyecektir.
1. Çocuğunuz için bir 'ödev takip sistemi' kurun.
Ödev sorunlarını çözebilmemiz için öncelikle çocuğumuzun o günün ödevini eve getirmesini ve yaptığı ödevi okula götürerek öğretmenine teslim etmesini sağlamalıyız. Bu konuda öğretmeniyle işbirliği yapabilirsiniz. Çocuğunuzun, içerisine o günün ödevleri ile ilgili bilgileri (hangi sayfalar yapılacak, hangi kitap ya da defterlerin eve götürülmesi gerekiyor, vb.) yazacağı bir ajanda ya da ödev defteri kullanmasını sağlayın. Öğretmeni ile konuşun ve öğretmenden her günün sonunda bu defteri kontrol etmesini isteyin.
Ödevler daha çok fotokopi olarak veriliyorsa çocuğunuz için bir ödev dosyası hazırlayın. Her kırtasiyede bulabileceğinizi çift taraflı bir dosya işinizi oldukça kolaylaştırabilir. Dosyanın bir tarafına "EVE GİDECEKLER" diğer tarafına da "ÖĞRETMENE VERİLECEKLER" yazın. Öğretmenden,  her günün başında ve  sonunda bu dosyayı kontrol etmesini isteyebilirsiniz. Siz de, çocuğunuzun ödevi bitirdiğinde dosyanın ilgili tarafına koyup dosyayı çantasına koyduğundan emin olmalısınız.  Dosyanın içerisinde okulda öğretmenin evde ise sizin imzalayacağınız tarihlerin yazılı olduğu bir kağıt olması da ödev takibi için işe yarayacaktır. Bazı çocuklar için bu dosyanın olması bile bir hatırlatıcı görevi görmekte, zamanla öğretmenin kontrolüne bile gerek kalmamaktadır.
Bu düzeni sağlamak için mutlaka yaptırım kullanılmalıdır. Yaptırım uygulamaya konulmadan önce de çocuğa duyurulmalıdır. Örneğin dosyayı birlikte hazırladıktan sonra, Çocuğa  “eğer ödevini ve/veya ödevi için gereken kitapları, materyalleri vs. eve getirmeyi unutursan o akşam  televizyon seyretmeni ya da bilgisayarda oyun oynamana izin vermeyeceğiz.” denebilir. Kuşkusuz bu sözümüzün arkasında da durmamız gerekir.
Bir çoğunuzun öğretmenin sizin çocuğunuza özel muamele yapmayı kabul etmeyeceğini düşündüğünüzü biliyoruz.  Sanılanın aksine öğretmenler genellikle bu tür desteklere açıktır.  Şimdiye kadar, bizim merkezimizden yardım alan DEHB'li çocukların öğretmenlerinin hiçbiri bu isteğimizi geri çevirmedi. Hatta bazı öğretmenler ödevleri veliye eposta yoluyla iletmeyi bile kabul ettiler.
2. Çocuğunuzu için bir 'ödev zamanı' belirleyin.
Bazı çocuklar okuldan gelir gelmez, okul havasından çıkmadan, bazı çocuklar ise bir süre dinlendikten sonra ödev yapmayı tercih eder. Siz de kendi çocuğunuzun ihtiyaçlarına göre bir ödev zamanı belirleyin. Her gün aynı saatte ödev yapması için gereken tüm önlemleri alın. Molaların zamanı ve süresini de önceden belirlemek faydalı olabilir. Çocuğunuzun ödev bitmeden bilgisayarın ya da televizyonun başına oturması mutlaka engellemelisiniz.  Çocuğunuzun okul sonrası yaptığı aktiviteler nedeniyle çocuğunuz farklı saatlerde  eve geliyor ise her gün aynı saatte ödev yapması mümkün olmayabilir. Bu durumda çocuğunuzun her gün hangi saatte derse oturacağını, hatta molaların zamanını ve süresini gösteren bir çizelge hazırlayıp, çocuğun görebileceği bir yere asabilirsiniz.
Merkezimizden yardım alan çocuklarla olan deneyimlerimiz bize çocukların okuldan geldikten sonra en geç 1 saat içerisinde ödeve başlamalarının verimli olduğunu gösterdi. Eve geliş ve ödeve başlama arasındaki süre uzadıkça çocuk oyuna, bilgisayara ya da televizyona dalmakta ve ödeve oturtmak zorlaşmaktadır. Çocuğunuzun ödev bitmeden bilgisayarın ya da televizyonun başına oturmasını mutlaka engelleyin. 
3. Çocuğunuz için bir 'ödevi yeri' belirleyin.
Dikkatini toplamakta ve sürdürmekte zorlanan çocuklar için ödevin nerede yapılacağı önemlidir. Çocuğunuz için, ödevini yapabileceği sessiz ve rahat bir çalışma ortamı düzenleyin. Sözsüz hafif müzik bazı çocukların odaklanmalarına yardımcı olduğu bilinmektedir. Çocuğunuzun ödevleri her zaman burada yapması için gereken tüm önlemleri alın. Ödevini yatakta, televizyon karşısında, bilgisayarın karşısında  yapmasına izin vermeyin.
4. Çocuğunuza akademik destek verin
DEHB olan  çocuklar okulda grupla öğrenmede zorluk çektikleri için, çoğunlukla ödevlerini tamamlayabilmek için gerekli olan bilgilerin tümüne sahip değildirler. Ayrıca zor bir soruyla karşılaştıklarında bütün motivasyonları bozulur ve yaptıkları işi yarım bırakırlar.  Bu nedenle ödev yapma sürecinde çocuğun yanında, ona yardım edebilecek anne, baba, ağabey, abla gibi yetişkin birisinin bulunmasında yarar vardır. 
Prof. Dr. Münire ERDEN
Dr. Seda SARAÇ
FARKLI ÇOCUKLAR
DEHB VE DİSLEKSİ EĞİTİM DANIŞMANLIĞI

16 Aralık 2013 Pazartesi

Üstün Zekalı Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu/Dikkat Eksikliği Bozukluğu

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) ile zeka arasında doğrudan bir ilişki olmamakla birlikte, bazı kaynaklar DEHB/DEB olan çocukların, normal nüfusa göre, üstün zekalı olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bazı aileler ve öğretmenler bu çocukların aşırı hareketliliğini  ve dürtüsellikten kaynaklanan bazı davranış bozukluklarını bu çocukların zeki olmalarına bağlarlar. Oysa zeka en genel anlamıyla çevreye uyum gösterme becerisidir. Dolayısıyla zeki çocuklar, eğer DEHB gibi bir sorunları yoksa,  okula ve arkadaşlarına çok iyi uyum gösterirler.
DEHB/DEB olan üstün zekalı çocukları, diğer üstün zekalı çocuklardan ayıran en temel özellik, bu çocukların ders çalışma konusunda tembel olmalarıdır. Öğretmen ve ailelere  göre bir çocuğun çalışkan ya da tembel olması çocuğun kendi elindedir ve değiştirilebilir bir özelliktir. Çocuğun çalışıp çalışmaması onun isteği ve motivasyonuna bağlıdır. Bu nedenle, öğretmen ve aileler en çok bu çocuklara kızarlar. Çünkü kapasiteleri(zekaları) olduğu halde bu kapasiteyi birilerine inat kullanmamaktadırlar.
Oysa bu saptama  yanlıştır. Tembellik çok kapsamlı bir zihinsel sürecin ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Okulda tembel olarak adlandırılan bir çocuğun, günlük faaliyetlerinde tembel olmadığını hatta beklenenin üzerinde hareketli olduğunu görmek mümkündür. Bu da istediği zaman yapıyor biçiminde değerlendirilir.
Aile ve öğretmenlerin okulda tembellikle, bazen de sorumsuzlukla suçladıkları çocukların asıl sorunu kendilerinden beklenen zihinsel eylemleri gerçekleştirmek için gerekli bazı zihinsel becerilere sahip olmamalarıdır. Ancak zihinsel beceri eksikliği, yüksek zekalı çocuklara yakıştırılamaz. Diğer bir değişle,  zeki çocuğun öğrenme kapasitesinin de yüksek olması beklenir. Oysa öğrenme güçlüğü, zekadan bağımsız bir sorundur. Öğrenme güçlüğü olan üstün zekalı çocuklar, kavrama, yorumlama gibi üst düzey becerilerde çok başarılıyken, ezber gerektiren alt düzey becerilerde sorun yaşarlar.
Okul öğrenmelerinde bazı bilgilerin ezberlenmesi zorunludur. Örneğin, matematik dersinde başarılı olmak için, 7+8= 15 olduğunu, çarpım tablosunu, geometrik şekillerin alan ve hacim hesaplama formüllerini vb. ezbere bilmek gerekir. DEHB olan üstün zekalı çocukların öğrenmede en çok güçlük çektikleri de bu ezber bilgilerdir. Her üst düzey bilgi, ezberlenmesi gereken alt düzey bilgilerin üzerine inşa edildiği için zamanla bu çocukların dersleri takip etmesi güçleşir ve çocuklar derslerden koparlar.
Zeka testleri çocukların yaşı ilerledikçe öğrenmeye dayalı bilgileri daha çok ölçtüğü için, okulda verilen eğitimden yeterince yararlanamayan bu çocuklar, ileriki yaşlarda tekrarlanan zeka testlerinde daha düşük puan alırlar.
Üstün zekalı DEHB/DEB olan çocuklara okul yaşamında destek verilmezse, bu çocuklar giderek okuldan kopar, bazen erken sınıflarda okulu terk ederler. Toplum için önemli bir değer olan bu çocukların kaybolmamaları için mutlaka akademik olarak desteklenmeleri gerekir.

Prof. Dr. Münire ERDEN
Dr. Seda SARAÇ
FARKLI ÇOCUKLAR
DEHB VE DİSLEKSİ EĞİTİM DANIŞMANLIĞI
www.farklicocuklar.com

12 Aralık 2013 Perşembe

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) OLAN ÇOCUKLAR NEDEN ÖDEV YAPAMAZ?

DEHB olan çocukların ödev yapmamaları, ailelerin  en büyük sorunlarından biridir. Ödev yapma kavgası, çocuk okuldan eve gelince ödevlerin sorulmasıyla başlar ve uyuyuncaya kadar devam eder.  Bu süreçte bizler genellikle öğretmenin çok ödev verdiğini düşünürüz. Oysa verilen ödevi diğer çocuklar yaklaşık bir saat içinde ve çoğu zaman anne babalarının haberi bile olmadan tamamlamaktadırlar.
Peki bizim çocuğumuz niçin yapamıyor? Bu soruyu yanıtlamak için önce bir ödevin tamamlanması için çocuğun sahip olması gereken becerilere bakmak gerekir.
Düzenli ve kendi başına ödev yapan bir çocuk;
1.Önce yapacağı ödevi analiz eder. Analiz sırasında, ödeve şöyle bir göz gezdirir. Ödevin zorluğuna ilişkin saptamalar yapar. Ödevi ne kadar zamanda tamamlayabileceğini, ödevi yaparken ne tür materyallere ihtiyacı olacağını belirler (defter, kitap, hesap makinesi gibi), nereden başlayacağını, nasıl ilerleyeceğini, gerekirse kimden ya da nereden yardım alacağını, vb. belirler.
2.Analiz sonucunda plan yapar. Planlama sırasında,  ders çalışmaya ne zaman başlayacağına, nerede ara vereceğine ve ne zaman bitireceğine karar verir. Diğer bir değişle, zamanı planlar.
3.Planını uygulamaya geçirir. Çocuk planladığı saatte çalışmaya başlar. Çalışması için gerekli olan tüm malzemeleri hazırlar. Dersi dinlediği için konuyu biliyordur. Takıldığı bir soru olduğu zaman, hangi, kaynaktan nasıl yararlanabileceğine ilişkin becerisi vardır. Plan doğrultusunda, stratejiler kullanarak ödevi yapmaya devam eden çocuk bir yandan da ödevi yapma hızı, soruları anlayıp anlamadığı, seçilen stratejilerin işe yarayıp yaramadığı, doğru sonuçlara ulaşıp ulaşamadığı, her şeyin yolunda gidip gitmediğini izler.
4. Değerlendirme: Çocuk dersini bitirdikten sonra yaptıklarını kontrol eder. Yanlışlarını düzeltir. Nerede hata yaptığını, yapamadıkları varsa eksikliklerinin neler olduğunu ve nasıl tamamlayacağını farkındadır.
Görüldüğü gibi  bir çocuğun  ödeve başlaması ve bitirebilmesi için bir çok beceriye sahip olması gerekir. Bu beceriler özdüzenleme becerileri olarak adlandırılır.
Son zamanlar da yapılan çalışmalar DEHB en genel anlamıyla özdüzenleme becerisi yetersizliği olduğunu göstermektedir. Diğer bir değişle DEHB olan çocuklar yukarıdaki becerilerin hemen  hepsinde sorun yaşamaktadırlar. Bu nedenle DEHB olan çocukları yardımsız ödev yapmaya ikna etmek ya da göndermek boşuna bir mücadeledir.
DEHB olan çocuğumuzun ödevlerini yapmasını istiyorsak, mutlaka yanında oturup ödev için gerekli malzemeleri tamamlamasında, zamanın planlamasında, okulda kaçırdığı konuları yeniden öğrenmesinde ona destek olmalıyız. Kuşkusuz yardım sırasında sinirlenmememiz, bir şey yapmıyorsa bize inat değil, yapamadığı için yapmadığı gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Kuşkusuz bu güç ve yorucu bir süreçtir. Bu emeği gösterecek gücümüz, bilgimiz yoksa dışarıdan çocuğumuzu çalıştıracak birisini bulmalıyız.


Prof. Dr. Münire ERDEN
Dr. Seda SARAÇ
FARKLI ÇOCUKLAR
DEHB VE DİSLEKSİ EĞİTİM DANIŞMANLIĞI
www.farklicocuklar.com